Modern ilişkilerde kadınların "serseri erkek" olarak adlandırılan bireylere yöneldiği algısı, yüzeysel bir genellemeden ibarettir ve bu algının ardındaki psikolojik ve toplumsal dinamikler çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Aslında, kadınların "serseri" olarak görülen erkeklerde aradığı şey serserilik değil, özgüven, cesaret ve kararlılık gibi belirgin kişilik özellikleridir. Bu erkekler genellikle toplumsal normları sorgulama cesareti gösterir ve kendilerine has bir tarz sergilerler. Bu durum, onları çekici kılan temel unsurlardan biridir. Ancak, bu çekicilik tamamen yanlış anlaşılabilir ve kadınların gerçekten aradığı değerleri yanlış yorumlayan bir bakış açısına yol açabilir. Kadınların ilgisini çeken şey kaos ya da düzensizlik değil, bir bireyin kim olduğunu net bir şekilde ortaya koyabilme becerisidir. Yani demek istediğim kadınlar bir erkeğin onu dövüp dövmeyeceğine bakarak tav olmaz. Şiddet gördüğü senaryodan etkilenen kadın dediğimiz olay köylerde veya okumamış kadınlarda belki olabilir ama günümüzde 0-30 yaş arasında şehirde yaşayan kadınların %95'inde geçerli değil. Ümit Can'ın gözlerinde şefkat izleri görenler bu bahsettiğim varoş tayfaya giriyor.
Öte yandan, kendilerini "beyefendi" olarak tanımlayan bazı erkekler, bu tanımı yalnızca kibarlık ve naziklik çerçevesinde ele alarak, aslında özünde bulunması gereken güçlü bir duruşu, kararlılığı ve özgüveni ihmal edebilmektedir. Nazik ve düşünceli olmak elbette bir erkeği değerli kılar, ancak bu özellikler pasiflik, pısırıklık veya aşırı alttan alma tutumuyla birleştiğinde, ilişki dinamiklerinde bir eksiklik hissi yaratabilir. Bir kadın, kendisine sürekli boyun eğen veya her konuda fazlasıyla çekingen davranan bir erkeği değil, gerektiğinde düşüncelerini cesurca dile getirebilen ve bir birey olarak kendi hayatında sağlam adımlar atabilen birini arar. Bu noktada, kendini "beyefendi" olarak gören erkeklerin, bu kavramı yalnızca yüzeysel bir etikete indirgemek yerine, kendi karakterlerini derinlemesine geliştirmeleri gerekir. Güvenilirlik, sağlam bir kişilik ve kararlılık gibi özellikler, gerçek anlamda "beyefendi" olmanın temel taşlarıdır.
Kadınların "bad boy" olarak anılan erkeklere yönelim göstermesi, yalnızca ilişkilerde özgüven ve cesaretin ne kadar önemli olduğunu vurgular. Ancak burada kritik olan, bu erkeklerin sergilediği bazı olumsuz özelliklerin çekici olduğu yanılgısıdır. Kadınlar, kaba davranışlar, sorumsuzluk ya da toksik bir kişilik nedeniyle bu tür erkeklere ilgi göstermezler - az önce Ümit Can örneğinde verdim - Bunun yerine, bu kişilerin hayatlarını kendi kontrolleri altında tutabilme becerisi, sosyal ilişkilerdeki rahatlıkları ve gerektiğinde risk alabilme cesaretleri onları çekici kılar. Bu özellikler, güven veren ve ilham verici bir duruş yaratır. Bu duruşu "serserilikle" karıştırmak, özgüvenin ne olduğu konusunda bir kafa karışıklığı yaratır. Kadınlar için asıl çekici olan, bir erkeğin kendi hayatını nasıl yönettiği ve bu süreçte sergilediği tutumdur.
Ben ezik bir erkeğim diyemeyen erkekler efendi erkek olduğunu iddia ediyor.
Bu noktada, kendini "beyefendi" olarak tanımlayan erkeklerin, ilişkilerde yaşadıkları hayal kırıklıklarının nedenini sorgularken, "beyefendilik" kavramını yeniden tanımlamaları gerekebilir. Gerçek bir beyefendi, yalnızca nazik ve kibar olmakla kalmaz; aynı zamanda tutkulu, kendine güvenen ve karşısındaki insanın ihtiyaçlarına duyarlı bir bireydir. Bu özellikler, kadınların ilişkide bir erkeğe çekilmesinin temel nedenleri arasındadır. Ancak, nazik bir duruş sergilemenin ötesine geçemeyen ve kendi kimliğini yeterince sağlam bir şekilde ortaya koyamayan erkekler, kadınlar tarafından yeterince ilgi görmediklerinde, bu durumu sıklıkla kadınların tercihlerini eleştirerek açıklama yoluna giderler. Oysa, bu durumun kökeninde genellikle bireysel eksiklikler ve yanlış bir algı bulunmaktadır. Çocukken annenizle komşuya misafirliğe gittiğinizde komşu teyzenin sizin hakkınızda "Ne kadar efendi çocukmuş." demesi aslında efendi bir çocuk olduğunuzu değil utangaç, çekingen, pısırık ve ortamlarda adam yerine konmayacak biri olduğunuz anlamına geliyor. Tam tersi haylaz olarak adlandırılan - sizin bad boy, benim kararında efendi erkek dediğim tür oluyor kendileri - çocuklar büyüdükleri zaman da kendi içlerinden geldiği gibi özgüvenli ve kararlı bir şekilde hayatını sürdürüyor.
Efendilik ortamlarda pasif kalmak demek değildir.
Sonuç olarak, kadınların "bad boy" olarak tanımlanan erkeklere olan ilgisi, serserilik ya da olumsuz özelliklerden ziyade, özgüven ve kararlılık gibi insani çekicilik unsurlarına duyulan bir hayranlıktır. Kadınlar, güçlü bir kişiliğe sahip olan, kendilerini ifade edebilen ve ilişkide güven veren erkekleri arzu ederler. Bu, yalnızca "bad boy"lara özgü bir özellik değildir ve kendini "beyefendi" olarak tanımlayan erkekler de bu özellikleri geliştirebilir. Ancak, beyefendilik kavramını yanlış bir şekilde pasiflik veya özgüvensizlikle eş tutan erkekler, kadınların tercihlerine yönelik eleştirilerini kendilerini geliştirme fırsatına dönüştürmek yerine, durumu suçlamaya dönüştürebilirler. Oysa ki gerçek bir beyefendi, kendi özgüvenini ve cesaretini sergilerken, aynı zamanda karşısındaki insana duyduğu saygıyı ve nezaketi koruyabilen kişidir. Bu dengeyi kurabilen erkekler, ilişkilerde çok daha sağlam ve etkileyici bir duruş sergiler. Gerçek beyefendiyi kısaca açıkla derseniz; durumlar karşısında her zaman kontrolü elinde tutan, gereken yerlerde ses çıkarabilen gereken yerlerde pısırık olduğu için değil nazik olduğu için sesini çıkartmayan - kendini beyefendi olarak tanımlayanlar genellikle gerektiği durumlarda da sesini çıkaramaz -, özgüvenli bir kişiliğe sahiptir.
0 Yorumlar